Şiddet gören travesti kendini tavana astı
İzmir'in Karabağlar ilçesinde, Doğa takma adlı 24 yaşındaki travesti Ali Dalgıç, kendisini asarak yaşamına son verdi.
30.07.2013 - 11:33
Halil Rıfat Paşa semti Kemal Reis Mahallesi 281 Sokak 2 numaradaki apartmanda kiraladığı dairede yaşayan Doğa takma adlı travesti Ali Dalgıç'a telefonla ulaşamayan erkek arkadaşı A.E.O. evine gitti. Kapıyı çalmasına rağmen kimsenin açmaması üzerine binadan ayrılıp çilingir ile geri dönen A.E.O., dün saat 22.00 sıralarında içeri girdi. Koridorda Dalgıç'ın tavana çamaşır ipiyle asılı cesedini gören A.E.O., daireden kaçarak uzaklaştı. Bunun üzerine çilingir durumu polise bildirdi.
ERKEK ARKADAŞINDAN ŞİDDET GÖRMÜŞ
İhbar üzerine eve gelen polis ekipleri incelemede bulundu. Yapılan araştırmada Dalgıç'ın bıraktığı, "Ölümümden A.E.O. sorumludur" yazılı bir intihar notu bulunduğu belirtildi. Erkek arkadaşı A.E.O.'den şiddet gördüğü belirtilen Dalgıç'ın daha önce polis merkezine giderek dövüldüğü gerekçesiyle şikayetçi olduğu öğrenildi. İlk incelemede kendini astığı belirlenen Dalgıç'ın kesin ölüm nedeninin saptanması için cesedi otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Birkaç kez intihar girişiminde bulunan Dalgıç'ın son olarak 1 ay önce ikinci kattaki evinin balkonundan atladığı ve ayağının kırıldığı belirtildi. Ali Dalgıç'ınölüm haberi arkadaşlarını üzerken, olay yerinden kaçan A.E.O.'nun ifadesine başvurulmak üzere arandığı, soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Taksim'de Lezbiyen gay, biseksüel, travesti, transeksüel yürüyüşü
İstanbul LGBT (Lezbiyen gay , biseksüel , travesti , transeksüel) Dayanışma Derneği , yaklaşık 2 bin kişiyle İstiklal Caddesi nde 4. Trans Onur yürüyüşü nü Ekmek Adalet Özgürlük sloganıyla yaptı.
Saat 17.00 de Tünel den başlayan , yürüyüşTaksim Meydanı na ilerlerken , İstiklal Caddesi ndeki halk alkışlarla destek verdi. Ellerinde gökkuşağı renginde bayraklar taşıyan LGBT Dayanışma Derneği üyeleri , yol boyunca Dünya yerinden oynar ibneler özgür olsa , Her yer Taksim her yer dreniş , Transfobik devlet istemiyoruz , Susma haykır eşcinseller vardır sloganlar attılar. Sloganlara , bir davulcu , bir de babrukacı eşlik etti. Rengarenk giyisilerle yürüyüşe katılanlar Direniyoruz ayol , Yasak da neymiş ayol , Her yerdeyiz ayol yazan dövizler taşıdılar.
Davul, tef gibi çeşitli enstrümanlar çalan grup üyeleri, Tünel'de bir süre oturdu.
Grup adına açıklama yapan Beren Azize, her sene olduğu gibi bu sene de zulme, baskıya karşı tek ses ve renk olmak için birarada olduklarını söyledi. Son bir yılda 18 arkadaşlarının cinayete kurban gittiğine dikkati çeken Azize, "Eşcinseller ve transseksüeller aileleri tarafından kaçırılıp, kaybedildiği için buradayız. Trans kadınları zorunlu seks işçiliğinin cenderesine iten transseksüel düşmanlığına karşı buradayız, biraradayız" dedi.
Beren Azize dün olduğu gibi bugün de direnmeye devam edeceklerini belirterek, "Cinselliğin siyahları olan bizler; dünyanın tüm siyahları ile birlikte kolkola sokaklarda özgürlük şarkıları söyleyeceğimiz günleri hep beraber yaratacağız. İnanın translar özgür olsa, dünya yerinden oynar. Yaşasın Gezi kardeşliği, yaşasın parkların kardeşliği" ifadelerini kullandı.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Binnaz Toprak ve Yalan Dünya Dizisi’nde oynayan Tiyatro Oyuncusu Füsun Demirel de yürüyenler arasındaydı.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Binnaz Toprak ve Yalan Dünya Dizisi’nde oynayan Tiyatro Oyuncusu Füsun Demirel de yürüyenler arasındaydı.
Şiddet gören travesti kendini tavana astı
İzmir'in Karabağlar ilçesinde, Doğa takma adlı 24 yaşındaki travesti Ali Dalgıç, kendisini asarak yaşamına son verdi.
Halil Rıfat Paşa semti Kemal Reis Mahallesi 281 Sokak 2 numaradaki apartmanda kiraladığı dairede yaşayan Doğa takma adlı travesti Ali Dalgıç'a telefonla ulaşamayan erkek arkadaşı A.E.O. evine gitti. Kapıyı çalmasına rağmen kimsenin açmaması üzerine binadan ayrılıp çilingir ile geri dönen A.E.O., dün saat 22.00 sıralarında içeri girdi. Koridorda Dalgıç'ın tavana çamaşır ipiyle asılı cesedini gören A.E.O., daireden kaçarak uzaklaştı. Bunun üzerine çilingir durumu polise bildirdi.
ERKEK ARKADAŞINDAN ŞİDDET GÖRMÜŞ
İhbar üzerine eve gelen polis ekipleri incelemede bulundu. Yapılan araştırmada Dalgıç'ın bıraktığı, "Ölümümden A.E.O. sorumludur" yazılı bir intihar notu bulunduğu belirtildi. Erkek arkadaşı A.E.O.'den şiddet gördüğü belirtilen Dalgıç'ın daha önce polis merkezine giderek dövüldüğü gerekçesiyle şikayetçi olduğu öğrenildi. İlk incelemede kendini astığı belirlenen Dalgıç'ın kesin ölüm nedeninin saptanması için cesedi otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Birkaç kez intihar girişiminde bulunan Dalgıç'ın son olarak 1 ay önce ikinci kattaki evinin balkonundan atladığı ve ayağının kırıldığı belirtildi. Ali Dalgıç'ınölüm haberi arkadaşlarını üzerken, olay yerinden kaçan A.E.O.'nun ifadesine başvurulmak üzere arandığı, soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Şenlikoğlu'ndan Esra Elönü'ye Tesettür Eleştirisi Muhafazakar yazar Emine Şenlikoğlu, Esra Elönü'nün örtünme tarzına kızarak "bir sopa getirin şunu döveyim" dedi.
Ülke Tv ekranlarında Esra Elönü'nün sunduğu 'Araf'ta Sorular' programına bu hafta, gerek yazdığı kitaplar gerek söylemleriyle dikkatleri üzerine çeken yazar Emine Şenlikoğlu konuk oldu. İslami kesimin sivri dilli yazarı Şenlikoğlu programda tesettür firmalarına ve örtünme tarzlarına eleştirilerde bulundu. Emine Şenlikoğlu'nun eleştirilerinden program sunucusu Esra Elönü de nasibini aldı.
"NE GEREK VAR BÖYLE DANDİK ŞEYLERE"
Programda tesettür firmaları tarafından tasarlanan çoğu kıyafetin tesettüre uygun olmadığını belirten Şenlikoğlu, "Tesettür firmaları hem şık hem tesettüre uygun kıyafetler dikemezler mi? Dikebilirler. Ne gerek var dandik şeyler yaptılar." dedi.
"BİR SOPA GETİRİN DÖVEYİM ŞUNU"
Esra Elönü'nün kıyafetinin de tesettüre uygun olmadığını ifade eden Şenlikoğlu; "Mesela boğazın görülüyor. Senin boğazının görünmesi tesettüre uygun mu?" şeklinde bir soru yöneltti. Elönü'nün bu eleştiye itiraz etmesi üzerine Şenlikoğlu, "Ya bir sopa getirin şunu döveyim" karşılığını verdi.
"ERKEK DE KADIN DA BOL GİYMEK ZORUNDA"
Erkek tesettürüne de değinen Şenlikoğlu "Erkeği de kadını da bol giymek zorundadır" dedi.
Yazar, yeni örtünen genç kızlar için örtünmenin sadece saçı kapatmakla olmadığına, bol ve uzun giyinmeleri gerektiği ile ilgili tavsiyelerde bulundu.
"NE GEREK VAR BÖYLE DANDİK ŞEYLERE"
Programda tesettür firmaları tarafından tasarlanan çoğu kıyafetin tesettüre uygun olmadığını belirten Şenlikoğlu, "Tesettür firmaları hem şık hem tesettüre uygun kıyafetler dikemezler mi? Dikebilirler. Ne gerek var dandik şeyler yaptılar." dedi.
"BİR SOPA GETİRİN DÖVEYİM ŞUNU"
Esra Elönü'nün kıyafetinin de tesettüre uygun olmadığını ifade eden Şenlikoğlu; "Mesela boğazın görülüyor. Senin boğazının görünmesi tesettüre uygun mu?" şeklinde bir soru yöneltti. Elönü'nün bu eleştiye itiraz etmesi üzerine Şenlikoğlu, "Ya bir sopa getirin şunu döveyim" karşılığını verdi.
"ERKEK DE KADIN DA BOL GİYMEK ZORUNDA"
Erkek tesettürüne de değinen Şenlikoğlu "Erkeği de kadını da bol giymek zorundadır" dedi.
Yazar, yeni örtünen genç kızlar için örtünmenin sadece saçı kapatmakla olmadığına, bol ve uzun giyinmeleri gerektiği ile ilgili tavsiyelerde bulundu.
TSK: 2 Bin Kişilik Gruba Müdahale Edildi TSK Sabaha karşı 2 bin kişilik kaçakçı gruba gazla müdahale etti
TSK'dan yapılan açıklamada, "Suriye sınırında sabaha karşı 2 bin kişilik kaçakçı gruba gazla müdahale edildi" denildi. Ayrıca, 350 kişi atlı gruba da önleyici atışlarla müdahalelerde bulunulduğu belirtildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Türkiye-Suriye Hududunda 2'nci Hudut Alay Komutanlığı Oğulpınar Hudut Karakolu sorumluluk sahasında, saat 03.00'da hudut hattında görev yapan araç ve personelimiz tarafından, hudut taşları arasında yaklaşık 1500-2000 kişilik kaçakçı grup tespit edilmiştir. Hudut hattında bir Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç (TTZA), bir Tank, bir Geliştirilmiş Zırhlı Personel Taşıyıcı (GZPT) ve bir Zırhlı Muharebe Aracı (ZMA) ile geçiş noktaları kapatılmış ve kaçakçı gruba, hudut hattına yaklaşmamaları konusunda Türkçe ve Arapça ikazlarda bulunulmuştur.
İkaza uymayan kaçakçı grup, farklı noktalardan hudut hattına yaklaşmaya devam etmiş ve kaçakçılık girişiminde bulunmuşlardır. Devriye yolunda görev yapan araçlarımıza sınırın Suriye tarafından, daha geride görev yapan araç ve personelimize ise, sınırın Türkiye tarafındaki bir diğer kaçakçı grubu tarafından taş atılarak saldırıda bulunulmuştur.
Tel engeline kaçakçılık girişimleri esnasında büyük zararlar veren kaçakçı şahıslar, bölgede görev yapan unsurlarımızca engellenmeye çalışılmışlardır. Unsurlarımız tarafından havaya uyarı ateşi açılmış, göz yaşartıcı gaz bombasıyla müdahalede bulunularak grubun dağılması sağlanmıştır."
Genelkurmay dün de yine sınırı geçmek isteyen 1000 kişilik kaçakçı grubuna gazla müdahale edildiğini duyurmuştu.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Türkiye-Suriye Hududunda 2'nci Hudut Alay Komutanlığı Oğulpınar Hudut Karakolu sorumluluk sahasında, saat 03.00'da hudut hattında görev yapan araç ve personelimiz tarafından, hudut taşları arasında yaklaşık 1500-2000 kişilik kaçakçı grup tespit edilmiştir. Hudut hattında bir Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç (TTZA), bir Tank, bir Geliştirilmiş Zırhlı Personel Taşıyıcı (GZPT) ve bir Zırhlı Muharebe Aracı (ZMA) ile geçiş noktaları kapatılmış ve kaçakçı gruba, hudut hattına yaklaşmamaları konusunda Türkçe ve Arapça ikazlarda bulunulmuştur.
İkaza uymayan kaçakçı grup, farklı noktalardan hudut hattına yaklaşmaya devam etmiş ve kaçakçılık girişiminde bulunmuşlardır. Devriye yolunda görev yapan araçlarımıza sınırın Suriye tarafından, daha geride görev yapan araç ve personelimize ise, sınırın Türkiye tarafındaki bir diğer kaçakçı grubu tarafından taş atılarak saldırıda bulunulmuştur.
Tel engeline kaçakçılık girişimleri esnasında büyük zararlar veren kaçakçı şahıslar, bölgede görev yapan unsurlarımızca engellenmeye çalışılmışlardır. Unsurlarımız tarafından havaya uyarı ateşi açılmış, göz yaşartıcı gaz bombasıyla müdahalede bulunularak grubun dağılması sağlanmıştır."
Genelkurmay dün de yine sınırı geçmek isteyen 1000 kişilik kaçakçı grubuna gazla müdahale edildiğini duyurmuştu.
The Times'taki İlanı İmzalayan Fuad Kavur Açıklama Yaptı The Times Gazetesindeki ilana imza atan Fuad Kavur, ilanı yayımlama amaçlarını ve ilanın finansörünü açıkladı.
İngiliz The Times gazetesinde geçen hafta yayımlanan ticari ilanla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hitaben yazılan mektubu imzalayan Türk yapımcı ve yönetmen Fuad Kavur, mektubu kendisinin kaleme almadığını ancak imzalayanları bir araya getirdiğini, ilanın İngiltere'deki Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından toplanan parayla finanse edildiğini söyledi.
"BİZİM İSTEDİĞİMİZ ELEŞTİRİ"
Anadolu Ajansı'nın sorularını yanıtlayan Kavur, yayımladıkları ilanla amaçlarının, "seçimle gelmiş bir hükümete ve Başbakan'a yönelik bir hücum olmadığını" öne sürdü. Kavur, "Seçimle gelmiş bir insan, demokrasi olan bir ülkede yine seçimle gider ve bunun başka türlü olması tamamen yanlıştır. Bizim ve benim şahsen istediğim bir eleştiridir ve farkındalık yaratmaktır. Bunun ötesinde hiçbir amacımız yoktur" iddiasında bulundu.
Metni kendisinin kaleme almadığını belirten Kavur, Gezi Parkı olayları sırasındaABD'de bulunduğunu ve Amerikan televizyonlarının olaylara gösterdiği ilgiye şaşırdığını ifade etti. Kavur, New York Times gazetesinde yayımlanan ilanın ardından benzer bir ilanın İngiltere'de de yayımlanabileceğinin aklına geldiğini ve ilk olarak konuyu "Atatürk" kitabının yazarı, tarihçi Andrew Mango ile konuştuğunu söyledi.
Mango'nun da olaylara çok üzüldüğünü kendisiyle paylaştığını ifade eden Kavur, şunları kaydetti:
"Andrew'a, böyle bir şey düşündüğümü söyledim ve 'Böyle bir ilana imza atar mısın' dedim. O da olanlara çok üzüldüğünü ifade etti ve 'Bunu yapalım' dedi. Kaba taslak bir şeylere başladık. Sonra 30 kişi aynı yerde oturup, aynı anda yazamadık ama bu, 30 kişinin istişare ederek, konuşarak, ortak olarak çıkardığı bir metindir."
Metne imza koyan 30 kişiyle iletişim kuranın ve organize edenin kendisi olduğunu söyleyen Fuad Kavur, "Yüzde 90'ı benim şahsi tanıdığım insanlar. Herkesi bir araya getiren ben oldum ama hiç kimseye baskı yapmadım" dedi.
"Facebook VE Twitter'DAN PARA TOPLANTI"
İngiltere'deki Atatürkçü Düşünce Derneği'nin, Twitter ve Facebook gibi sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla mektubun ilan olarak yayımlanması için para topladığını anlatan Kavur, "Burada yarım milyon Türk var, bu büyük bir sayı. New York'taki ilanın parası olan 65 bin dolar, 48 saatte toplanmış. Burada iki haftada, çoğu Atatürkçü Düşünce Derneği'nden geldi. Burada ilan 12 bin pound, yani 25 bin dolardı. FiilenTimes'a para veren de onlardır. Benden gitmedi" diye konuştu.
İmza atanlardan ilan için para istenip istenmediğinin sorulması üzerine ise Fuad Kavur, "Yok, hiç. Ayıp zaten. Adama bir taraftan imza ver, bir taraftan da para ver. O biraz fazla gelirdi. Onun için onlardan para istemedik" yanıtını verdi.
"KİMSE OKUMADAN İMZALAMAZ"
"İlanın altında ismi bulunanların bilinçsizce metne imza koydukları, birçoğununTürkiye'nin haritadaki yerini bile bilmediği" yönündeki eleştiriler konusunda Kavur, "bunun yanlış bir değerlendirme olduğunu" savundu.
İlana imza koyanların, cahil insanlar olmadığını kaydeden Kavur, "Bu dünyada kimse bir yazıya okumadan imza atmaz. Times Gazetesi, imzaları görmek istedi ve adamlara teker teker telefon edildi, soruldu. 'Bunların Türkiye ile alakaları yok, bilmezler' diye bir mevhum, son derece yanlış bir mevhumdur" diye konuştu.
"HESABINI VERMEYE HAZIRIZ"
Times gazetesinde yayımlanan ilanda "Nüremberg mitinglerine" gönderme yapılmasıyla ilgili Kavur, "Yapılan (Milli İradeye Saygı) mitingleri, bana Nüremberg mitinglerini anımsattı. Yanlış yaptıysam, bu benim hatamdır ama benim görüşüm budur. Bence bu hakaret değil hakikattir. 'Dost acı konuşur' diye bir sözümüz vardır. Ben gördüğümü, hissettiğim gibi söyledim" ifadelerini kullandı.
Konunun mahkemeye taşınma olasılığıyla ilgili ise Fuad Kavur, "Bu memlekette hakim var, mahkeme var. Eğer böyle bir şey olacaksa, biz bunun hesabını vermeye hazırız" dedi.
"Gezi Parkı olayları olmasaydı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk tarihine iyi veya kötü olumlu bir başbakan olarak geçecekti" ifadelerini kullanan Kavur, "Memleketimiz, Cumhuriyet tarihinde birçok ihtilal gördü. Sayın Başbakanımızın, memleketimizde tekrar bir ihtilal olmamasını temin etmesi ve askeriyeyi bir nevi sadece dış düşmanlara karşı kurulmuş bir kuruluş olarak kabul ettirmesi, büyük bir başarıdır" diye konuştu.
1950 İstanbul doğumlu olan Fuad Kavur, 50 yıldır İngiltere'de yaşıyor. Film, opera yönetmeni ve yapımcısı olan Kavur son olarak "Atatürk" filmi üzerinde çalışıyor. 21 Nisan 2014'te çekimlerine başlanacak filmin yapımcılığını, Bond filmlerinin de yapımcısı olan Anthony Wayne üstleniyor. 12 haftada ve İngilizce çekilecek filmde Atatürk'ü aktör Jack Fox canlandıracak.
İngiliz The Times Gazetesi 24 Temmuz tarihli sayısında, Başbakan Erdoğan'a hitaben yazılmış ve ticari ilan olarak tam sayfa yayımlanan bir mektuba yer vermişti. Mektubun altında aralarında aktör, aktris, yapımcı ve yönetmenlerin bulunduğu 30 kişinin ismi yer almıştı. - Ankara
"BİZİM İSTEDİĞİMİZ ELEŞTİRİ"
Anadolu Ajansı'nın sorularını yanıtlayan Kavur, yayımladıkları ilanla amaçlarının, "seçimle gelmiş bir hükümete ve Başbakan'a yönelik bir hücum olmadığını" öne sürdü. Kavur, "Seçimle gelmiş bir insan, demokrasi olan bir ülkede yine seçimle gider ve bunun başka türlü olması tamamen yanlıştır. Bizim ve benim şahsen istediğim bir eleştiridir ve farkındalık yaratmaktır. Bunun ötesinde hiçbir amacımız yoktur" iddiasında bulundu.
Metni kendisinin kaleme almadığını belirten Kavur, Gezi Parkı olayları sırasındaABD'de bulunduğunu ve Amerikan televizyonlarının olaylara gösterdiği ilgiye şaşırdığını ifade etti. Kavur, New York Times gazetesinde yayımlanan ilanın ardından benzer bir ilanın İngiltere'de de yayımlanabileceğinin aklına geldiğini ve ilk olarak konuyu "Atatürk" kitabının yazarı, tarihçi Andrew Mango ile konuştuğunu söyledi.
Mango'nun da olaylara çok üzüldüğünü kendisiyle paylaştığını ifade eden Kavur, şunları kaydetti:
"Andrew'a, böyle bir şey düşündüğümü söyledim ve 'Böyle bir ilana imza atar mısın' dedim. O da olanlara çok üzüldüğünü ifade etti ve 'Bunu yapalım' dedi. Kaba taslak bir şeylere başladık. Sonra 30 kişi aynı yerde oturup, aynı anda yazamadık ama bu, 30 kişinin istişare ederek, konuşarak, ortak olarak çıkardığı bir metindir."
Metne imza koyan 30 kişiyle iletişim kuranın ve organize edenin kendisi olduğunu söyleyen Fuad Kavur, "Yüzde 90'ı benim şahsi tanıdığım insanlar. Herkesi bir araya getiren ben oldum ama hiç kimseye baskı yapmadım" dedi.
"Facebook VE Twitter'DAN PARA TOPLANTI"
İngiltere'deki Atatürkçü Düşünce Derneği'nin, Twitter ve Facebook gibi sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla mektubun ilan olarak yayımlanması için para topladığını anlatan Kavur, "Burada yarım milyon Türk var, bu büyük bir sayı. New York'taki ilanın parası olan 65 bin dolar, 48 saatte toplanmış. Burada iki haftada, çoğu Atatürkçü Düşünce Derneği'nden geldi. Burada ilan 12 bin pound, yani 25 bin dolardı. FiilenTimes'a para veren de onlardır. Benden gitmedi" diye konuştu.
İmza atanlardan ilan için para istenip istenmediğinin sorulması üzerine ise Fuad Kavur, "Yok, hiç. Ayıp zaten. Adama bir taraftan imza ver, bir taraftan da para ver. O biraz fazla gelirdi. Onun için onlardan para istemedik" yanıtını verdi.
"KİMSE OKUMADAN İMZALAMAZ"
"İlanın altında ismi bulunanların bilinçsizce metne imza koydukları, birçoğununTürkiye'nin haritadaki yerini bile bilmediği" yönündeki eleştiriler konusunda Kavur, "bunun yanlış bir değerlendirme olduğunu" savundu.
İlana imza koyanların, cahil insanlar olmadığını kaydeden Kavur, "Bu dünyada kimse bir yazıya okumadan imza atmaz. Times Gazetesi, imzaları görmek istedi ve adamlara teker teker telefon edildi, soruldu. 'Bunların Türkiye ile alakaları yok, bilmezler' diye bir mevhum, son derece yanlış bir mevhumdur" diye konuştu.
"HESABINI VERMEYE HAZIRIZ"
Times gazetesinde yayımlanan ilanda "Nüremberg mitinglerine" gönderme yapılmasıyla ilgili Kavur, "Yapılan (Milli İradeye Saygı) mitingleri, bana Nüremberg mitinglerini anımsattı. Yanlış yaptıysam, bu benim hatamdır ama benim görüşüm budur. Bence bu hakaret değil hakikattir. 'Dost acı konuşur' diye bir sözümüz vardır. Ben gördüğümü, hissettiğim gibi söyledim" ifadelerini kullandı.
Konunun mahkemeye taşınma olasılığıyla ilgili ise Fuad Kavur, "Bu memlekette hakim var, mahkeme var. Eğer böyle bir şey olacaksa, biz bunun hesabını vermeye hazırız" dedi.
"Gezi Parkı olayları olmasaydı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk tarihine iyi veya kötü olumlu bir başbakan olarak geçecekti" ifadelerini kullanan Kavur, "Memleketimiz, Cumhuriyet tarihinde birçok ihtilal gördü. Sayın Başbakanımızın, memleketimizde tekrar bir ihtilal olmamasını temin etmesi ve askeriyeyi bir nevi sadece dış düşmanlara karşı kurulmuş bir kuruluş olarak kabul ettirmesi, büyük bir başarıdır" diye konuştu.
1950 İstanbul doğumlu olan Fuad Kavur, 50 yıldır İngiltere'de yaşıyor. Film, opera yönetmeni ve yapımcısı olan Kavur son olarak "Atatürk" filmi üzerinde çalışıyor. 21 Nisan 2014'te çekimlerine başlanacak filmin yapımcılığını, Bond filmlerinin de yapımcısı olan Anthony Wayne üstleniyor. 12 haftada ve İngilizce çekilecek filmde Atatürk'ü aktör Jack Fox canlandıracak.
İngiliz The Times Gazetesi 24 Temmuz tarihli sayısında, Başbakan Erdoğan'a hitaben yazılmış ve ticari ilan olarak tam sayfa yayımlanan bir mektuba yer vermişti. Mektubun altında aralarında aktör, aktris, yapımcı ve yönetmenlerin bulunduğu 30 kişinin ismi yer almıştı. - Ankara
Yalan Haber Yapan Muhabire Canlı Yayında Tokat Kendisi hakkında yalan haber yapan magazin muhabirini karşısında gören Latin şarkıcı, kendini tutamayıp muhabiri tokatladı.
Latin bir şarkıcı kendisi hakkında asılsız haberler yapan ve özür dilemek için stüdyoya gelen bir magazin muhabirini karşısında görünce, canlı yayında olduğunu unutup muhabiri fena bir şekilde tokatladı. Etraftakilerin şaşkın bakışları arasında üzerini düzelten şarkıcı, hiçbir şey olmamış gibi muhabirin açıklamalarını dinlemeye devam etti.
Canlı yayında yaşanan bu olay bize Hande Ataizi ile Sevda Demirel arasındaki tokat polemiğini hatırlattı. Yıllar önce Cem Davran'la Hande Ataizi'nin sunduğu 'İki Kere Kiki' programa konuk olan Demirel, Ataizi'nin sorduğu bir soru üzerine sinirlerine hakim olamayarak Ataizi'ni canlı yayında tokatlamıştı. Medya gündemine damgasını vuran bu görüntü uzun süre hafızalardan silinmemişti.
Latin bir şarkıcı kendisi hakkında asılsız haberler yapan ve özür dilemek için stüdyoya gelen bir magazin muhabirini karşısında görünce, canlı yayında olduğunu unutup muhabiri fena bir şekilde tokatladı. Etraftakilerin şaşkın bakışları arasında üzerini düzelten şarkıcı, hiçbir şey olmamış gibi muhabirin açıklamalarını dinlemeye devam etti.
Canlı yayında yaşanan bu olay bize Hande Ataizi ile Sevda Demirel arasındaki tokat polemiğini hatırlattı. Yıllar önce Cem Davran'la Hande Ataizi'nin sunduğu 'İki Kere Kiki' programa konuk olan Demirel, Ataizi'nin sorduğu bir soru üzerine sinirlerine hakim olamayarak Ataizi'ni canlı yayında tokatlamıştı. Medya gündemine damgasını vuran bu görüntü uzun süre hafızalardan silinmemişti.
Canlı yayında yaşanan bu olay bize Hande Ataizi ile Sevda Demirel arasındaki tokat polemiğini hatırlattı. Yıllar önce Cem Davran'la Hande Ataizi'nin sunduğu 'İki Kere Kiki' programa konuk olan Demirel, Ataizi'nin sorduğu bir soru üzerine sinirlerine hakim olamayarak Ataizi'ni canlı yayında tokatlamıştı. Medya gündemine damgasını vuran bu görüntü uzun süre hafızalardan silinmemişti.
Aytaç Et Üretimini Durdurdu Türkiye'nin en büyük et üreticilerinden Aytaç, finansal krizi aşamayınca Çankırı Çerkeş'teki tesislerinde üretimi durdurdu.
Şirkete kaynak oluşturmak için firmaya ait gayrimenkullerin satışı gündemde.Ramazan Bayramı'ndan sonra kaynak bulunması halinde faaliyetlerin düşük kapasiteyle devam ettirilmesi planlanıyor. Türkiye'nin önde gelen beyaz ve kırmızı et üreticilerinden Aytaç Et'te yaşanan finansal sıkıntılar, üretimin durmasına yol açtı. Firmanın ücretleri ödeyememesi üzerine 650 kadar işçi, başka şirketlerde iş aramaya başladı.
Çalışanlar, firmaya bağlı diğer birimlerde de üretimin durma noktasına geldiğini iddia ederken, Zaman'a konuşan Aytaç Genel Müdürü Kemal Aktaş, et üretiminde yaşanan sıkıntının diğer birimleri etkilemesinin söz konusu olmadığını söyledi.
İŞÇİLER DİĞER FİRMALARA YÖNELDİ
Zaman'ın haberine göre; Yaklaşık 18 yıl önce Çankırı Çerkeş'te kurulan ve dünyanın en büyük entegre tesisleri arasında gösterilen Aytaç Et tesislerinde üretim durdu. Yaklaşık iki buçuk aydan bu yana grev yaşanan firmada, işçilerle görüşmeler devam ediyor. İşçilerin iki aylık ücretlerini ödeyen firma, kalan iki aylık maaşları ödemek ve faaliyetlerine devam edebilmek için yeni finansal kaynak arayışlarını sürdürüyor. Yılda 7 bin 500 ton et işleme kapasitesine sahip tesiste çalışan işçiler ise iş bulabilmek için sektörde faaliyet gösteren diğer firmaların kapısını çalıyor.
BELİRSİZLİKLER DEVAM EDECEK
Kaynak oluşturmak için firmaya ait gayrimenkullerin satışı da değerlendiriliyor. Halihazırda Yimpaş Holding bünyesinde bulunan gıda üreticisinin bünyesinde, gayrimenkul satışı için ayrı bir ekip çalışıyor. Şirketin başka bir firmaya devredilmesi söz konusu değilken, yabancı ortak konusunda yönetimin ne gibi bir tavır alacağı ise tam olarak bilinmiyor. Edinilen bilgilere göre, firma Ramazan Bayramı'ndan sonra temin edeceği kaynaklarla, faaliyetlerine belli oranda düşüşle devam edecek. FakatBayram sonrasında kaynak temininin kesin olmayışı belirsizliklerin devam edeceğine dair görüşleri güçlendiriyor.
BAYRAMDAN SONRAKİ SÜREÇ ÖNEMLİ
Firmanın Genel Müdürü Kemal Aktaş'ın verdiği bilgilere göre finansal problemlerin yanında ikinci olarak 5 Mart'ta yürürlüğe giren uygulamalar da yer alıyor. Sucuk, salam ve sosis gibi ürünlerde karışım yapılmasının yasaklanması ve yüzde 100'lük üretime geçişin sağlanamaması firmayı zora soktu. Bu süreçte firma iki aylık cirosunu da kaybetti.
Konuya ilişkin şirketin devredilmesinin söz konusu olmadığını ifade eden Genel Müdür Aktaş, "Yabancı ortak olarak ise ortaklık konusunda daha önce bize teklif olmuştu. 4 yıl önce görüşmeler oldu ama rakamlarda mutabakata varılmadı. Şimdi iç pazarda da ortaklıkla ilgili açıkçası yönetim ne gibi bir tavır içerisinde, tam anlamıyla onlarla da görüşmedik. Her şey bayramdan sonraki sürece bağlı. Artık orada icra kurulu toplanır. Nedir, ne değildir bakılır. Yol haritası çizilir diye düşünüyorum." dedi.
Çalışanlar, firmaya bağlı diğer birimlerde de üretimin durma noktasına geldiğini iddia ederken, Zaman'a konuşan Aytaç Genel Müdürü Kemal Aktaş, et üretiminde yaşanan sıkıntının diğer birimleri etkilemesinin söz konusu olmadığını söyledi.
İŞÇİLER DİĞER FİRMALARA YÖNELDİ
Zaman'ın haberine göre; Yaklaşık 18 yıl önce Çankırı Çerkeş'te kurulan ve dünyanın en büyük entegre tesisleri arasında gösterilen Aytaç Et tesislerinde üretim durdu. Yaklaşık iki buçuk aydan bu yana grev yaşanan firmada, işçilerle görüşmeler devam ediyor. İşçilerin iki aylık ücretlerini ödeyen firma, kalan iki aylık maaşları ödemek ve faaliyetlerine devam edebilmek için yeni finansal kaynak arayışlarını sürdürüyor. Yılda 7 bin 500 ton et işleme kapasitesine sahip tesiste çalışan işçiler ise iş bulabilmek için sektörde faaliyet gösteren diğer firmaların kapısını çalıyor.
BELİRSİZLİKLER DEVAM EDECEK
Kaynak oluşturmak için firmaya ait gayrimenkullerin satışı da değerlendiriliyor. Halihazırda Yimpaş Holding bünyesinde bulunan gıda üreticisinin bünyesinde, gayrimenkul satışı için ayrı bir ekip çalışıyor. Şirketin başka bir firmaya devredilmesi söz konusu değilken, yabancı ortak konusunda yönetimin ne gibi bir tavır alacağı ise tam olarak bilinmiyor. Edinilen bilgilere göre, firma Ramazan Bayramı'ndan sonra temin edeceği kaynaklarla, faaliyetlerine belli oranda düşüşle devam edecek. FakatBayram sonrasında kaynak temininin kesin olmayışı belirsizliklerin devam edeceğine dair görüşleri güçlendiriyor.
BAYRAMDAN SONRAKİ SÜREÇ ÖNEMLİ
Firmanın Genel Müdürü Kemal Aktaş'ın verdiği bilgilere göre finansal problemlerin yanında ikinci olarak 5 Mart'ta yürürlüğe giren uygulamalar da yer alıyor. Sucuk, salam ve sosis gibi ürünlerde karışım yapılmasının yasaklanması ve yüzde 100'lük üretime geçişin sağlanamaması firmayı zora soktu. Bu süreçte firma iki aylık cirosunu da kaybetti.
Konuya ilişkin şirketin devredilmesinin söz konusu olmadığını ifade eden Genel Müdür Aktaş, "Yabancı ortak olarak ise ortaklık konusunda daha önce bize teklif olmuştu. 4 yıl önce görüşmeler oldu ama rakamlarda mutabakata varılmadı. Şimdi iç pazarda da ortaklıkla ilgili açıkçası yönetim ne gibi bir tavır içerisinde, tam anlamıyla onlarla da görüşmedik. Her şey bayramdan sonraki sürece bağlı. Artık orada icra kurulu toplanır. Nedir, ne değildir bakılır. Yol haritası çizilir diye düşünüyorum." dedi.
Şanlıurfa'da Trafik Kazası: 1 Ölü, 2 Yaralı Şanlıurfa'da meydana gelen çift taraflı trafik kazasında 1 kişi öldü, 2 kişi de yaralandı.
Şanlıurfa'da meydana gelen çift taraflı trafik kazasında 1 kişi öldü, 2 kişi de yaralandı.
Olay, öğle saatlerinde Şanlıurfa Akçakale karayolunun 27. kilometresinde meydana geldi. İddialara göre, sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 63.. 800 plakalı TIR, karşı yönden gelen Mehmet Çiftçi yönetimindeki 63 PH 252 plakalı araç ile kafa kafaya çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle araçlar hurdaya dönerken, yaralılar çevredeki vatandaşlar tarafından araçlardan çıkarıldı.
Olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılan yaralılardan Çiftçi, doktorların bütün çabasına rağmen kurtarılamadı. Çiftçi'nin aracında bulunan ve kazada yaralanan Bekir Aygün ile TIR şoförünün tedavisi ise sürüyor.
Jandarma ekipleri, olayla ilgili soruşturma başlattı. - ŞANLIURFA
Olay, öğle saatlerinde Şanlıurfa Akçakale karayolunun 27. kilometresinde meydana geldi. İddialara göre, sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 63.. 800 plakalı TIR, karşı yönden gelen Mehmet Çiftçi yönetimindeki 63 PH 252 plakalı araç ile kafa kafaya çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle araçlar hurdaya dönerken, yaralılar çevredeki vatandaşlar tarafından araçlardan çıkarıldı.
Olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılan yaralılardan Çiftçi, doktorların bütün çabasına rağmen kurtarılamadı. Çiftçi'nin aracında bulunan ve kazada yaralanan Bekir Aygün ile TIR şoförünün tedavisi ise sürüyor.
Jandarma ekipleri, olayla ilgili soruşturma başlattı. - ŞANLIURFA
Çimlerde Dinlenirken Otomobilin Çarptığı Ağacın Altında Kaldı Konya'da ablasının mezarını ziyaret ettikten sonra yol üzerindeki çimlerin üzerine oturup dinlenen bir kişi, kaldırıma çıkan otomobilin çarptığı ağacın altında kalarak yaralandı.
Konya'da ablasının mezarını ziyaret ettikten sonra yol üzerindeki çimlerin üzerine oturup dinlenen bir kişi, kaldırıma çıkan otomobilin çarptığı ağacın altında kalarak yaralandı.
Kaza, saat 15.30 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Belh Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, ablasının cenazesine katıldıktan sonra yürüyerek evine giden Erkan Tanyıldız (29), dinlenmek için kaldırımdaki cimlerin üzerine oturdu. Bu sırada Yeni İstanbul Caddesi üzerinden kent merkezi istikametine giden Emre Yıldırım (23) idaresindeki 42 MA 040 plakalı otomobil, sürücünün virajı alırken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Yoldan çıkan otomobil kaldırımdaki ağaca çarptıktan sonra durdu. Otomobilin çarpması sonucu kırılan ağaç, çimlerin üzerinde dinlenen Emre Tanyıldız'ın üzerine devrildi. Ağacın altında kalarak yaralanan Erkan Tanyıldız, olay yerine sevk edilen ambulansla Özel Konya Medicana Hastanesi Acil Servisi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
Ablasının kabrini ziyaret ettikten sonra cimlerin üzerinde oturup dinlendiğini ifade eden yaralı Erkan Tanyıldız, "Yoruldum ağacın altına oturdum. O sırada araç geldi. Önce ağaca vurdu, ağaçta üzerime devrildi. Görülmez kazaydı. Trafik kazasında vefat eden ablam vardı onu ziyaret etmiştim. Allah esirgedi" diye konuştu.
Kaza yapan sürücü Emre Yıldırım ise, "Benim bir yere yetişmem gerekiyordu, çok acil. Ondan dolayı biraz sürat yaptım. Virajda hızımı azaltmayınca direksiyon hakimiyetini ağaca çarptım. Orada da bir yaya varmış. Ama Allah'tan yaya bir şey olmadı. Çok şükür ucuz atlattık. Verilmiş sadakamız varmış" şeklide konuştu.
Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. - Konya
Kaza, saat 15.30 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Belh Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, ablasının cenazesine katıldıktan sonra yürüyerek evine giden Erkan Tanyıldız (29), dinlenmek için kaldırımdaki cimlerin üzerine oturdu. Bu sırada Yeni İstanbul Caddesi üzerinden kent merkezi istikametine giden Emre Yıldırım (23) idaresindeki 42 MA 040 plakalı otomobil, sürücünün virajı alırken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Yoldan çıkan otomobil kaldırımdaki ağaca çarptıktan sonra durdu. Otomobilin çarpması sonucu kırılan ağaç, çimlerin üzerinde dinlenen Emre Tanyıldız'ın üzerine devrildi. Ağacın altında kalarak yaralanan Erkan Tanyıldız, olay yerine sevk edilen ambulansla Özel Konya Medicana Hastanesi Acil Servisi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
Ablasının kabrini ziyaret ettikten sonra cimlerin üzerinde oturup dinlendiğini ifade eden yaralı Erkan Tanyıldız, "Yoruldum ağacın altına oturdum. O sırada araç geldi. Önce ağaca vurdu, ağaçta üzerime devrildi. Görülmez kazaydı. Trafik kazasında vefat eden ablam vardı onu ziyaret etmiştim. Allah esirgedi" diye konuştu.
Kaza yapan sürücü Emre Yıldırım ise, "Benim bir yere yetişmem gerekiyordu, çok acil. Ondan dolayı biraz sürat yaptım. Virajda hızımı azaltmayınca direksiyon hakimiyetini ağaca çarptım. Orada da bir yaya varmış. Ama Allah'tan yaya bir şey olmadı. Çok şükür ucuz atlattık. Verilmiş sadakamız varmış" şeklide konuştu.
Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. - Konya
Askerliğini Tamamlayıp Babasına Sürpriz Yaparken Kazada Öldü Hakkari'de vatani görevi tamamladıktan sonra, babasına sürpriz yaparak baba ocağına erken gelmeyi planlarken geçirdiği trafik kazası sonrası hayatını kaybeden Muhammed Özdemir (23) son yolculuğuna uğurlandı.
Hakkari'de vatani görevi tamamladıktan sonra, babasına sürpriz yaparak baba ocağına erken gelmeyi planlarken geçirdiği trafik kazası sonrası hayatını kaybeden Muhammed Özdemir (23) son yolculuğuna uğurlandı.
Erbaa'da yaşayan Ahmet ve Safure Özdemir çiftçinin 10 çocuğundan 4'üncüsü olan 23 yaşındaki Muhammed Özdemir, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde piyade er olarak yaptığı vatani görevinden geçtiğimiz pazar günü terhis oldu. Daha sonra havayolu ile dün Samsun'a inen Özdemir'i burada arkadaşları Seyit Ahmet Alıcı (18) ve Muhammet Naci (21) karşıladı. Sürücü Seyit Ahmet Alıcı'nın kullandığı 48 VB 069 plakalı otomobil Erbaa'ya doğru ilerlerken dün Amasya'nın Taşova ilçesine bağlıDurucasu köyünde kontrolden çıkarak takla attı. Salı günü babasına geleceğini söyleyen ve sürpriz yapmak için Pazartesi günü Erbaa'da olmayı hedefleyen Muhammed Özdemir kazada hayatını kaybetti, yanındaki iki kişi ise yaralandı.
SALI GÜNÜ GELECEKTİ
Dün akşam yakınları tarafından teslim alınarak Erbaa'ya getirilen Muhammed Özdemir'in cenazesi Erbaa Devlet Hastanesinden alınarak ilçe merkezinde bulunan Büyük Cami'ye getirildi. Türk Bayrağına sarılı cenaze yanında askerler saygı duruşunda bulundu. Taziyeleri kabul eden baba Ahmet Özdemir, gazetecilere yaptığı açıklamada oğlunun izin kullanmadan askerliğini tamamladığını söyledi. Oğluyla en son geçtiğimiz Cumartesi günü görüştüğünü söyleyen Özdemir, Salı günü geliyorum dedi' bana. Salı günü gelecek biliyorum ben, biradarine demiş ki, 'Ben babama sürpriz yapacağım, Pazartesi günü geleceğim' Ben bugün olarak geleceğini biliyordum. Arkadaşları havaalanında alırken bu olay yaşanmış dedi. Öğle namazı sonrası ilçe müftüsü Mehmet Ceylan tarafından kılınan cenaze namazına ErbaaKaymakamı Abdulkadir Demir, Erbaa Belediye Başkanı Ahmet Yenihan ile çok sayıda vatandaş katıldı. Cenazenin ardından askerler tarafından taşınan cenaze defnedilmek üzere Ustamehmet köyüne gönderildi. Muhammed Özdemir'in sosyal paylaşım sitesinde ki hesabına en son, 15 aylık reklam bitti. Filme devam ediyoruz yazdığı görüldü.
Erbaa'da yaşayan Ahmet ve Safure Özdemir çiftçinin 10 çocuğundan 4'üncüsü olan 23 yaşındaki Muhammed Özdemir, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde piyade er olarak yaptığı vatani görevinden geçtiğimiz pazar günü terhis oldu. Daha sonra havayolu ile dün Samsun'a inen Özdemir'i burada arkadaşları Seyit Ahmet Alıcı (18) ve Muhammet Naci (21) karşıladı. Sürücü Seyit Ahmet Alıcı'nın kullandığı 48 VB 069 plakalı otomobil Erbaa'ya doğru ilerlerken dün Amasya'nın Taşova ilçesine bağlıDurucasu köyünde kontrolden çıkarak takla attı. Salı günü babasına geleceğini söyleyen ve sürpriz yapmak için Pazartesi günü Erbaa'da olmayı hedefleyen Muhammed Özdemir kazada hayatını kaybetti, yanındaki iki kişi ise yaralandı.
SALI GÜNÜ GELECEKTİ
Dün akşam yakınları tarafından teslim alınarak Erbaa'ya getirilen Muhammed Özdemir'in cenazesi Erbaa Devlet Hastanesinden alınarak ilçe merkezinde bulunan Büyük Cami'ye getirildi. Türk Bayrağına sarılı cenaze yanında askerler saygı duruşunda bulundu. Taziyeleri kabul eden baba Ahmet Özdemir, gazetecilere yaptığı açıklamada oğlunun izin kullanmadan askerliğini tamamladığını söyledi. Oğluyla en son geçtiğimiz Cumartesi günü görüştüğünü söyleyen Özdemir, Salı günü geliyorum dedi' bana. Salı günü gelecek biliyorum ben, biradarine demiş ki, 'Ben babama sürpriz yapacağım, Pazartesi günü geleceğim' Ben bugün olarak geleceğini biliyordum. Arkadaşları havaalanında alırken bu olay yaşanmış dedi. Öğle namazı sonrası ilçe müftüsü Mehmet Ceylan tarafından kılınan cenaze namazına ErbaaKaymakamı Abdulkadir Demir, Erbaa Belediye Başkanı Ahmet Yenihan ile çok sayıda vatandaş katıldı. Cenazenin ardından askerler tarafından taşınan cenaze defnedilmek üzere Ustamehmet köyüne gönderildi. Muhammed Özdemir'in sosyal paylaşım sitesinde ki hesabına en son, 15 aylık reklam bitti. Filme devam ediyoruz yazdığı görüldü.
